Bebeklerde Ve Çocuklarda El, Ayak Ve Ağız Hastalığı
El, ayak, ağız hastalığı 10 yaş altı çocuklarda sık görülen bulaşıcı bir hastalıktır ve yüksek ateş, bademcikte kızarıklık, ağız içinde aft ve ciltte döküntü şeklinde kendini belli eder. Çocukların el, ayak ve bileklerinde yerleşmeye eğilimli bir bulaşıcı hastalıktır. Sonraki günlerde döküntüler suçiçeğine benzer içi sıvı dolu kabarcıklara dönüşür ve bir hafta içinde kaybolur.
Enterovirüs ailesinden coxsackie virüsünün yol açtığı bu hastalık yaz ve sonbahar aylarında salgın yoluyla kolayca bulaşabilir. Hastalık virüs hastalığı olduğu için antibiyotik tedavisi etkili değildir ve hastalık bir hafta içinde kendiliğinden geçer. Bu sürede hasta çocuğun başkalarıyla yakın temasta olmaması önemlidir.
El-ayak-ağız hastalığına korunmanın en etkili yöntemi hijyendir.
Virus hasta kişinin hapşırması ve öksürmesiyle, tükürükle, lezyonların olduğu deriye yakın temasla ve idrar-dışkı yoluyla bulaşabiliyor.
Yazın havuz sezonunun açılması ve enfekte havuz sularının yutulması ise ayrı bir risk oluşturuyor. Havuzda idrar ve gaita kaçırma nedeniyle mikrop yayılabiliyor ve klorlamaya rağmen dirençli kalabiliyor. Bu da hem çocuk hem erişkinler için risk faktörü olabiliyor.
Hastalığı geçirecek bir tedavi ya da aşı bulunmuyor. Kaşıntı giderici losyonlar ve boğaz ağrısı için spreyler verilebiliyor. Ayrıca doktor tarafından ateş düşürücü ve boğaz ağrısı için ağrı kesiciler önerilebiliyor. Hasta çocuğun yumuşak gıdalarla (çorba, yoğurt ve ağız içi yaraları kötüleştirmeyecek gıdalar) beslenmesi, bol sıvı alması ve istirahat etmesi gerekiyor. Hafif sabun ve ılık suyla duş alınabiliyor.
Hastalık bir hafta-10 gün içinde kendiliğinden geçerken, el ve ayaklarda sıvı dolu kırmızı kabarcıklar kuruyarak leke bırakmadan iyileşip zamanla kayboluyor. Bir çocuk birden fazla kez el ayak ağız hastalığı geçirebiliyor.
Ağız lezyonlarının miktarı ve ağrısı küçük çocukların beslenmelerine engel olup, çocukların beslenme ve ateşi kontrol etme amaçlı hastaneye yatırılmasını gerektiren boyutlara ulaşabiliyor. Şüphelenilen durumlarda doktoruna başvurmanız önem taşır.